Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PDY'nin infaz koruma memurları ile mahrem imamlarına yönelik soruşturmasında gözaltına alınan şüphelilerin ifadelerinden örgütün yapılanmasına ulaşıldı. İtirafçı olan 'Yahya' kod adlı Yakup C., ikna edilen infaz koruma memurlarına 'Nafiz', zabıt katiplerine de 'Zeki' kod adı verildiğini söyledi. Yakup C., "İkna edilen memurlar mahrem imamlar tarafından izlenir ve buna göre kategorilendirilirdi" dedi.
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PDY'nin infaz koruma memurları ile mahrem imamlarına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında 37 şüpheli yakalanarak, gözaltına alındı. Şüphelilerin, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde alınan ifadelerinden yola çıkılarak, mahrem imamların aktif olarak kullandığı 26 operasyonel hat tespit edildi. Bu hatlardan arandıkları saptanan 720 adliye ve cezaevi personelinden 38'i hakkında ise 'örgüt üyeliği'nden işlem yapıldı. Şüphelilerden 28'i ise itirafçı oldu.
Örgütün yapılanmasına yönelik önemli bilgiler veren itirafçıların ifadelerinden, ikna edilen memurların, mahrem imamlar tarafından izlenerek kategorilendirildikleri ortaya çıktı. Ayrıca örgüt üyesi infaz koruma memurlarına 'Nafiz', zabıt katiplerine ise 'Zeki' kod adı verildiği belirlendi.
'TEK MERKEZDEN YÖNETİM'
Soruşturmada, adliye mahrem yapılanmasından sorumlu bölge ve il sorumlularının, başka illerden zabıt katibi veya infaz koruma memuru olmak için gelenlere hizmet hattı numarası verdiği, sınava girecek kişilerin bu hatlar üzerinden mahrem imamlar ile irtibata geçtiği tespit edildi. Sınavda başarılı olanlar ile Tekirdağ'daki mahrem imamların irtibata geçip, örgüt ile bağlantısını canlı tutmaya yönelik çalışmalar yaptığı ortaya çıktı. Ayrıca örgütün kullandığı operasyonel hatların 3'üncü şahıslar üzerinden alındığı, mahrem imamların infaz koruma memurları ile ardışık aramalar ve operasyonel hatlar aracılığı ile irtibat sağlayarak, güvenlik ve tedbirleri sıkı tuttukları belirlendi. Adliye mahrem yapılanmasında il ve bölge sorumlularının, kullandıkları hizmet hatları ile Tekirdağ dışındaki mahrem imamlar ile de irtibata geçtikleri ve adliyelerden sorumlu mahrem yapılanmanın tek merkezden yönetildiği saptandı.
İNFAZ KORUMA MEMURLARININ KOD ADI 'NAFİZ'
İtirafçı olan infaz koruma memurlarından ve zabıt katiplerinden sorumlu mahrem imamlardan 'Yahya' kod adlı Yakup C., ifadesinde, kendilerinden sorumlu 'Abi H.O.'nun hizmet hatlarından arayıp ya da yüz yüze görüşerek, ikna etmek istedikleri kişilerin listesini verdiğini söyledi
Yakup C., "Biz de listedeki infaz koruma memurlarına H.O.'yu referans göstererek yüz yüze görüşmek istediğimizi iletirdik. Kabul edenler ile belirlenen adreslerde görüşerek, sohbetlere katılmaya ikna ederdik. İkna edilen infaz koruma memurlarının bildiğim kadarı ile Türkiye genelinde kod adları 'Nafiz' olarak belirlenirdi. Zabıt katipleri için de 'Zeki' kod adları kullanılırdı. İkna edilen memurlar, mahrem imamlar tarafından izlenir ve kategorilendirildi. Buna göre, 1 numara verilen infaz koruma memurlarına 'Ehli Dünya', 2 numara verilenlere 'Sempatizan', 3 numara verilenler 'Sohbetlere gelenler', 4 numara verilenler sohbetlere gelmekle kalmayan ve zaman zaman örgüte para verip, 'himmet' adı altında gazete ve dergilere de abone olanlardı. 5 numara verilenler ise en sadık olanlar yani 'Hizmete kendini adayanlar' olarak belirlenirdi" dedi.
'HİZMET HATTI'NI KULLANDIM
Kendisinin çoğunlukla infaz koruma memurlarını aradığını söyleyen Yakup C., "Bu şekilde 2012 yılının sonlarından 2013 yılının sonuna kadar hizmet hattı olarak adlandırılan telefondan sık olmamakla birlikte aramalar yaptım. Yine bu şekilde tam sayısını hatırlamamakla birlikte çok sayıda kişiyi ardışık olarak arayıp telefon görüşmesi yapıp, yüz yüze görüşmeye ikna etmeye çalıştım. Benimle yüz yüze görüşmeyi kabul edenlerin sayısı en fazla 20 veya 25 kişi civarıdır. Bu telefon görüşmelerini yaptığım kişilere referans olarak verilen şahısların selamını iletince olumsuz bir tepki almıyordum. Bununla birlikte hizmet hattı olarak adlandırılan telefondan daha önce aradığım şahıslar da aynı telefondan zaman içinde beni ararlardı. Görüşmeler ya yüz yüze ya da bu hizmet hattı olarak adlandırılan telefon üzerinden yapılırdı. Ayrıca daha önce benim hiç aramadığım infaz koruma memurları veya zabıt katiplerinin de bu hattan beni aradıkları olurdu. Bu çok fazla olmasa da görev aldığım zaman zarfında yaşamış olduğum bir durumdur. Bu şekilde beni arayan kişiler de aynı benim yaptığım gibi önce benim tanıdığım bir şahsın adını yani referans ismi belirtir, sonra da görüşme yapardık. Görüşme yaptığım kişilere ait bilgilerin sorumlu ağabeyin bilgisayarında olması ve referans olarak belirtilen kişinin selamını duyduklarında olumsuz tepki almamam bu kişilerin de bir şekilde FETÖ yapılanması içerisinde bulunan şahıslar olduğu izlenimini oluşturuyordu. O tarihlerde kullandığım ve yapı içerisinde hizmet hattı olarak adlandırılan hattan gerek benim aradığım kişiler gerekse beni arayan tüm kişiler FETÖ/PDY ile irtibatlı oldukları için aranmış veya aramışlardır" diye konuştu.
Örgütün adliye mahrem yapılanması içindekilere sohbet verdiğini ifade eden Yakup C., "Ayrıca eğitim sorumlusu olduğum için Kur'an- ı Kerim'deki kısa sürelerin ezberlerini, ezberlemelerini kontrol ederdim. Sureler ile ilgili ödev verip, kontrollerini yapardım. Açıkça söylenmese de Mehmet A. bir keresinde bana eleştirel mahiyette, 'Sen nasıl eğitim sorumlususun, bak bunlar Kur'an bile okuyamıyor' şeklinde sitemde bulunmuştu. Dolayısıyla benim adliye mahrem yapılaması içerisinde görevimi 'eğitim sorumlusu' olarak açıklayabilirim. Eğitim sorumlusu olduğumdan dolayı da bana grup verilmediğini düşünüyorum. Mesleğim adliye ile ilgili olmadığından eleman bulma gibi bir lüksüm yoktu. Cemaat içerisinde yer aldığım dönemde özellikle Hüseyin O. ve Mehmet A. dönemlerinde bana, 'Bizim hedefimiz insan kazanmak, çevrenizde düzgün bildiğiniz bireyler varsa onları yönlendirin, onları zabıt katibi ve infaz koruma memuru olarak değerlendirelim' deniliyordu, ancak ben kimseyi yönlendirmedim. Yapı içerisinde kurban bağışına çok önem verilirdi, 'mutlaka kurban bağışı yapacak kişiler bulun' diye telkinler alıyorduk. Ancak ben herhangi bir kurban bağışı yapması için cemaate yönlendirmedim" diye konuştu.