Mahkeme Kararına Rağmen Bakanlık Onay Verdi, Yeniden İtiraz Edildi

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Ergene Belediyesi, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları, birinci sınıf tarım topraklarına yapılması planlanan Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ne (PAKOP) ilişkin imar planlarına itiraz...

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Ergene Belediyesi, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları, birinci sınıf tarım topraklarına yapılması planlanan Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ne (PAKOP) ilişkin imar planlarına itiraz etti.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tekirdağ 1’inci İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı bulunan PAKOP ile ilgili imar planını onaylayarak, 26 Nisan’da yedi gün süreyle askıya çıkardı.

Ergene ilçesinin Marmaracık mevkiinde yer alan birinci sınıf tarım arazisi niteliğindeki 254 hektarlık alana yapılması planlanan PAKOP, imar mevzuatına 1/25 000 ölçekli çevre düzeni planı ile üst ölçekli bölge planı hedef ve ilkelerine, Tekirdağ İdaresi Danıştay mahkemelerinin devlet organlarını bağlayıcı şekilde ortaya koyduğu mahkeme kararlarına da açıkça aykırı.

Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’ne itiraz dilekçelerini sunan meslek odaları ve STK’lar, hukuka aykırı olan ve sağlığı tehdit eden projeleri asla kabul etmeyeceklerinin altını çizdi.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Tekirdağ İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Cemal Polat, bakanlığın 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarını onaylayarak bir hafta süreyle ilana çıkarılmasının hukuka aykırı olduğuna dikkat çekti.

İlana çıkarılma süresinin hukuken 30 gün olması gerektiğini dile getiren Polat, “Seçimden önce, yangından mal kaçırırcasına böyle bir uygulamaya gidilmiştir” sözleriyle tepki gösterdi.

Mutlak korunması gereken tarım alanının, tarım dışına çıkarılarak hukuka aykırı şekilde yok edileceğini vurgulayan Polat, Belediye Meclis Kararı, Yargı Kararları ve yürürlükte bulunan Çevre Düzen Planlarının genel ilke, hedef ve stratejilerine aykırı olması sebebiyle, imar planına itiraz ettiklerini dile getirdi.

Yanlış politikalar nedeniyle bölgede ve ülkede arazi kullanım politikalarının, tarım arazilerinin korunmaması problemini ortaya çıkardığını dile getiren Cemal Polat, planlanan OSB işleminin, aynı zamanda kamu yararı ile hiçbir şekilde bağdaşmaması nedeniyle de iptal edilmesi gerektiğini bildiriyor.

Söz konusu alanın Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından arazi bütünleştirilmesi yapılarak, daha verimli tarım gerçekleştirilebilmesi için uygulama yapıldığını fakat daha sonra tarım dışı ilan edildiğini hatırlatan Polat, bu konuda da gerekli itirazların yapıldığını aktarıyor.

Sanayiye karşı olmadıklarını, mevcut sanayi alanlarında yüksek teknolojide sanayi olabileceğini dile getiren Polat, sözlerine şöyle devam etti:

Mevcut sanayi alanları yüzde 50 civarında dolu. Çevreyi kirleten, suya dayalı sanayi istemiyoruz. Yüksek teknolojili sanayilere karşı değiliz. Mevcut OSB alanlarında yer var. Orada kurulabilir. Neden tarım alanlarımız heba ediliyor? Sonra Sudan’dan Venezuela’dan tarım alanı kiralıyoruz. Bu nasıl bir garabettir.

Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün ise PAKOP’a ilişkin verilmiş yargı kararları ve bilimsel raporların aksine hareket edilmesinin, hukukun gerçek anlamda uygulanmadığının göstergesi olduğunu söyledi.

Kirlilikleri engelleyebilecek politikalara yer verilemediğine dikkat çeken Gürcün, şunları aktardı:

“Çocuklarımıza, temiz bir doğa ve çevre bırakma sorumluluğumuz var. Tüm yurttaşlarımızın da duruma bu şekilde bakması gerekiyor. Toplumun üstün menfaatinin yararı şeklinde, tarım alanları kullanılmadan mevcut OSB alanları kullanılarak organizasyonların yürütülmesi zorunluluk arz etmektedir. Hukuksal olarak ise yargı kararlarının yok sayılmasını asla kabul edemeyiz. Gerekli itirazlarımızı yaptık. Tekirdağ Barosu olarak, çevre ve kent hukuku konusunda, yaşadığımız iklim değişikliğine ilişkin önemli sorunlar karşısında duruşumuzu göstermeye, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Tekirdağ Tabip Odası Halk Sağlığı ve Çevre Komisyonu Başkanı Gamze Varol da sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını savunmak istediklerini belirtti.

Hukuka aykırılığının yanı sıra ciddi bir halk sağlığı riskinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Varol, halk sağlığı ve çevre sağlığı alanının bir iddialaşma alanı olmadığına dikkati çekti.

Doğrudan ve dolaylı olarak sağlığın etkilendiğini aktaran Varol şunları kaydetti:

“Sanayi bölgelerinin kapasitesinin yeteri kadar kullanılmayıp, birinci sınıf tarım toprağının amacı dışında kullanılıp, tarım dışına çıkarılması kabul edilemez. Biz ne yiyeceğiz? Ne tüketeceğiz? Gıda stratejik bir alandır. Suyumuz az ve kirli, toprağımız kirli. 254 hektar değil bir karış toprağın sağlıklı olması için mücadele etmemiz, sahip çıkmamız gerekiyor. Toprakların nasıl SİT alanı ilan edilmesi, daha verimli hale getirilmesi gerektiğine ilişkin konuşmamız gerekirken, hukuksuzluğa davetiye çıkaranları hukuka, halk sağlığının karşısında olanları, halk sağlığını düşünmeye davet ediyoruz. Biz sadece kamu yararı düşünüyoruz.”

Haber Serap Cömertoğlu İscan

Gündem Haberleri