İYİ Parti Tekirdağ İl Başkanı Gökhan Metiner, çocuklara ücretsiz yemek uygulamasının ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi
Gökhan Metiner, İl milli eğitim önünde yaptığı açıklamada 2023-2024 eğitim öğretim yılının başlaması dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, kronikleşmiş eğitim sorunlarının çözümlerinin bir yana, “fırsat eşitsizliği”nin giderek derinleşmekte ve çoğalmakta olduğunu savundu.
Ekonominin içinde bulunduğu durumun en çok da en mağduru etkilediğini aktaran Metiner, “Bu yıl 56 bin 200 resmi, 14 bin 179 özel ve 4’ü açık öğretim olmak üzere 70 bin 383 okulda 15 milyon 839 bin 140 resmi; 1 milyon 578 bin 233 özel ve 1 milyon 738 bin 198 Açık Öğretim olmak üzere toplam 18 milyon 157 bin 571 öğrenci ile 11 Eylül 2023 tarihinde eğitim öğretim yılı başlayacaktır” dedi.
Yüksek enflasyonun öğrenci, veli, eğitim çalışanları üzerinde oluşturduğu ağır yüklerin çözümü bir yana, seçim öncesi verilen sözlerin dahi unutturulmaya çalışıldığını belirten Metiner, eğitimin sorunlarını şöyle sıraladı: “Bu bağlamda,seçim öncesi öğrencilere bir öğün yemek verileceği söylemleri unutturulmaya çalışılmaktadır. 2023-2024 eğitim öğretim yılına sağlıklı beslenme, barınma ve ulaşım sorunlarıyla girmekteyiz. İkinci el öğrenci kıyafetleri internet satış ağlarına düştü bile. Tek bu gösterge bile ülkemizde yaşanan yoksulluğun boyutunu görmek için yeterlidir. Akaryakıt, yurt ve kiralara gelen zamlar ebeveynler için ulaşılamaz hale gelmiştir. Veli çocuğunu servis aracı ile okula gönderemez olmuş, çocuğu bir yükseköğretim programına yerleşen veli sevinmesi gerekirken evladı ile ekonomik koşulları arasında sıkışıp kalmıştır. Pandemi dönemi oluşan öğrenme kayıplarına, Kahramanmaraş merkezli deprem yenilerini eklemiş, öğrenme kayıpları giderilememiştir. Eğitime yeterli kaynak aktarılmamıştır. Bu durum eğitim yatırımlarının ihtiyaç oranında yapılmaması sonucunu doğurmuştur. Bu uygulamalarla çocuklarımız adeta kalabalık sınıflara, ikili eğitime mahkûm edilmiştir. Bütün olumsuzluklarına ilave olarak kapatılan 20 bin 600 köy okulu açamadıkları için taşımalı sistem garabeti de ısrarla sürdürülmektedir. Deprem bölgesinde yıkılan okul binaları yapılmamış; eğitim çadırlar, konteyner ve benzeri gibi geçici ve elverişsiz koşullarda sürdürülecektir. Bir uzmanlık mesleği olan öğretmenlik mesleği ekonominin olumsuz koşullarına kurban edilmiştir. Öğretmenin daha az ücretle istihdamına amaçlayan ücretli ve sözleşmeli öğretmen uygulaması ısrarla sürdürülmektedir. Bu eşitsiz uygulama ile öğretmenler ayrıştırılmış iş barışı bozulmuş, mesleğin saygınlığı azaltılmıştır. Yine Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler ayrıştırılmıştır. Bu uygulama ile öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları sınav ve kariyer odaklı hale getirilerek meslek barışı bozulmuştur. Okullarda mevcut öğretmen ve yardımcı personel açığı devam etmektedir. Yarım milyona yakın atanamayan öğretmenin olduğu bir ülkede öğretmen açığının olması ancak yönetememekle açıklanabilir. MEB yönetici atama süreçleri liyakati değil sadakati öncelemiştir. Bu durum eğitimin niteliğinin sürekli düşmesini sağlamıştır. 12 yıl zorunlu eğitim sözden öteye geçememiştir. Mevcut sistem ve ekonomik koşullar öğrenci devamsızlıklarını artırmıştır. Yine açık öğretim zorunlu öğretimden bir kaçış alanı olarak tercih edilmiş ve örgün eğitimin içi boşaltılmıştır. Mesleki eğitimde başlatılan Mesleki Eğitim Merkezi uygulaması ile çocuklar okullarından uzaklaştırılmış çocuk işçiliği oluşumunun önü açılmıştır. Üniversitelere tepeden atanan rektörler, yöneticiler yükseköğretimin özerkliğini ve bağımsızlığını ortadan kaldırmıştır. Özetle eğitim bir anayasal hak olmaktan çıkarılmış piyasa koşullarına terk edilmiştir. Fırsat eşitliği sağlanması gerekirken birçok çocuğumuz eğitim öğretimden mahrum kalacaktır. Özetle 2023-2024 eğitim öğretim yılına okullar fiziki altyapı, donanım, kalabalık sınıflar, ikili eğitim, taşımalı eğitim, eğitim programlarının çağın ihtiyaçlarından uzak oluşu, dini cemaat ve vakıfların yurtlarına çocuk ve gençlerin yönlendirilmesi, öğretmenlik mesleğinin ayrıştırılması, atanamayan öğretmenler gibi çok sayıda sorunla girilmektedir.”
Metiner, bütün bunların, ekonominin olumsuz koşullarına eğitimin kurban edilmekte olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Metiner, sözlerini şöyle tamamladı: “Uyarıyoruz, uygulanan eğitim politikalarıyla çocuk ve gençlerimizde oluşan geleceksizlik duygusu derinleşmekte, beyin göçü katlanarak büyümektedir. Bir an önce eğitime aktarılan kaynak OECD ülkeleri seviyesine çıkarılmalıdır. Çocuklarımıza vadedilen ücretsiz yemek ivedilikle uygulamaya geçirilmelidir. Okulların fiziki yetersizlikleri, donanım, öğretmen ve yardımcı personel ihtiyaçları giderilmelidir. Eğitimin siyasallaştırılması uygulamalarına son verilmeli, eğitim programları akıl ve bilimin gerektirdiği çağın erişi düzeyine uygun hale getirilmelidir. Öğrenci sayıları dikkate alınarak kapatılan köy okulları da en kısa sürede açılmalıdır. Yargı kararları uygulanarak andımızın okullarımızda okunmasına hemen başlanılmalıdır”
Metiner, eğitimin anayasal bir hak olduğunu ve engellenemeyeceğini sözlerine ekledi.