FERHAT AKGÜN
Tekirdağ’da koyun ve keçi üreticilerinin sütleri, fabrikaların artan maliyetler nedeniyle satın almaması nedeniyle ellerinde kaldı. CHP Tekirdağ milletvekili İlhami Özcan Aygun’a dert yanan üreticiler, “Keçi sütü üretiyorum. 60 yaşındayım 60 sene sonunda bunu da gördük sütlerimiz kaldı. Sanayici gelip sütümüzü alamıyor” dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, yaklaşık bir yıldır süt fabrikalarının sütünü almadığı koyun ve keçi sütü üreticisinin sorunlarını dinledi. Merkez Süleymanpaşa ilçesi Yağcı Köyü’ndeki çiftçiler, sütlerini satamadıkları için hayvanlarını kesime gönderdiklerini söyledi.
“60 YAŞINDAYIM 60 SENE SONUNDA BUNU DA GÖRDÜK SÜTLERİMİZ KALDI”
Dertlerine kimsenin çare olmadığını ifade eden süt üreticisi Hilmi Güray, “Keçi sütü üretiyorum. 60 yaşındayım 60 sene sonunda bunu da gördük sütlerimiz kaldı. Sanayici gelip sütümüzü alamıyor. Tüketici peynir bekliyor, peynire ulaşamıyor, sanayici bizden süt alamıyor. Bu sistemde bir yanlışlık var galiba ve şu anda da bütün keçileri keçi yetiştiricileri, koyun yetiştiricilerin sorununu anlatayım size. Hepsi tekelerini ayırdı. Önümüzdeki yıla bir tane keçi kalmayacak. Kasım ayında hepsi satılacak. Keçi, oğlak hepsi satılacak. Yetkililerin önlem almasını istiyoruz. Damızlık birlikleri mi alır? Tarım Bakanlığı’nın haberi var mı? Olması gerekiyor. Fakat hiç kimse bizim derdimize çare olmuyor. Kimse yetiştiricinin yanında yer almıyor. Bir sürü süt üretiyoruz” dedi.
“ÜRETİM BİTİYOR, HANİ BİRİLERİ DEDİ YA ‘PARAMIZ VAR, DIŞARIDAN ALIRIZ’ HADİ ALSIN GETİRSİN”
Üretimin bittiğini belirten Güray, sözlerine şöyle devam etti:
“Bakın ben geçen sene merada keçileri sağıyordum. Şimdi oraya hayvanlarımı götüremiyorum. Yakıttan dolayı. Jeneratör kuruyordum. Keçi başı iki litre süt alıyordum. Şu anda evde bir litreye düştü. Üretim üretim diyorlar, nerede kaldı üretim? Tam yarıya düştü. Yakıttan dolayı, bizim üretimimiz bitiyor. Zaten artık üreticilerin de gençleri bizler kaldık galiba 60 yaşında. Hadi bizden küçük, daha birkaç kişi olsun. Başka da bir şey yok yani. Üretim bitiyor, hani birileri dedi ya ‘paramız var, dışarıdan alırız’ hadi alsın getirsin. Onlara tepkiliyiz.”
“15 YILDAN BERİ FİRMALAR ALIYORDU BU SENE FİRMALARIN HİÇBİR TANESİ ALMADI, MAĞDURUZ”
Yem borçları olduğunu belirten süt toplayıcısı Ali Nogaylar, şunları söyledi:
“Tekirdağ Süleymanpaşa süt toplayıcısıyım. Köylerden sütlerini topluyorum. Süleymanpaşa’nın 3 bin 500 litre sütü vardı geçen yıl, evvelki yıl. 15 yıldan beri topluyorum 15 yıldan beri firmalar alıyordu bu sene firmaların hiçbir tanesi almadı, mağduruz. Yani kooperatiflerden bir sürü yem aldık. Bir sürü borcumuz, harcımız var. Bu sütler toplanmazsa biz borcumuzu ya iyi hayvanımızı satıp da ödeyeceğiz ya tarlamızı satacağız yani başka alternatif yok yani. Bunun dile getirmek istiyoruz işte. Yani borçluyuz. Malımız yetişti. Sağım zamanı geldi. Tam sağım zamanına 3-5 gün kala sütümüzü bıraktılar. İlkten bize “Alacağız sütünüzü” dediler. Tam başlayacağı zaman bıraktılar sütümüzü.”
“HERKES MAĞDUR, HERKES BORÇLU. ÜRETİCİ BORÇLU”
Yağcı Mahalle Muhtarı Mehmet Katırcı, ise şu sözleri kaydetti:
“Herkes mağdur, herkes borçlu. Üretici borçlu. Bu zor şartlarda bunun alınması lazım. Firmalara buradan sesleniyorum, süt firmalarına, peynir firmalarına bu sütlerin alınması lazım. Zaten şartlar ağır. Bir çuval yem olmuş 320 lira. Yani kilosu yemin 6,5 lira. Sütün kilosu beş 5,5 lira. Yani arada büyük bir dengesizlik var. Acil devletimizin, hükümetimizin önlem alması lazım. Yani bir yerde yanlış var yani. Bu iş yanlış” dedi.
“DEDİLER Kİ ‘EKİN, BİÇİN, ÜRETİN’ AMA BUNUN BOŞ OLDUĞUNU BUGÜN YAĞCI KÖYÜMÜZDE VATANDAŞLARIMIZLA SÜT ÜRETİCİSİ, KEÇİ, KOYUN ÜRETİCİSİ KARDEŞLERİMİZLE GÖRDÜK”
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun da bu durum için şu değerlendirmeyi yaptı:
“Öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor. Gerek Cumhurbaşkanı gerek Tarım Bakanı gerek AK Parti yetkilileri çıkıp ortamda dediler ki ‘Ekin, biçin, üretin’ ama bunun boş olduğunu bugün Yağcı köyümüzde vatandaşlarımızla süt üreticisi, keçi, koyun üreticisi kardeşlerimizle gördük. Yani boş laf. Evet boş laf olduğunu gördük. Üretici burada üretmiş, sütünü satacak. Tam sütü hazırlanmış, sağıma gelmiş diyor ki alıcı ‘Ben almayacağım’. Vatandaş perişan. Şimdi bu insanlar kıştan çıktılar. Yem borcu var. Diğer piyasaya borçları var. Veterinere borcu var. İlaç borcu var. Onu sütle çıkaracaklar. Süt satıp sütten aldığı kazançlarla borçlarını ödeyeceklerdi. Şimdi yemciye bakacak yüzleri yok. Veterinere bakacak yüzleri yok. İlaç aldığı yere bakacak yüzü yok.”
“NE SUÇ İŞLEDİ Kİ BU ADAM? TEK SUÇU ÜRETİM YAPMIŞ. ÜLKESİNİN BÜYÜKLÜĞÜNE İNANMIŞ VE ONLARIN O SÖZLERİ ARKASINDA ÜRETİM YAPMIŞ”
“Bu insanlar ne yapacaklar? Suçu ne? Üretmişler. Anne sütüne yakın olan keçi sütünü üretmişler. Ne diyordu yetkililer? En değerli süt, anne sütüne yakın olan süt, keçi sütüydü. Şimdi Talip kardeşim keçisini yetiştirmiş. Tam sağıma gelecek baharda doğaya çıkmış. İşte meradayız. Yağcı merasındayız. Bin bir tane ot. O güzelim otlardan almış olduğu besinle süt oluşturmuş ama sütünü satacak fabrikacı yok veya satacak kurum yok. Hem küçükbaş hem büyükbaş hayvancılığı ve süt sığırcılığını desteklemek istiyorsak çiftçimizin sesine kulak vereceğiz. Tek suçları üretim. Bakın, adamın haline bakın. Ne hale gelmiş öterken. Birileri o güzelim klimalı odalarda otururken Talip kardeşim çıkmış Yağcı Sırtında ne hale gelmiş perişan halde ve ürettiği malı satamaz durumda. Ne suç işledi ki bu adam? Tek suçu üretim yapmış. Ülkesinin büyüklüğüne inanmış ve onların o sözleri arkasında üretim yapmış. Bugün yüzüstü kalmış. Buradan sesleniyorum. Sayın bakana, Sayın Cumhurbaşkanına yetkililere bırakın boş lafı doğrular burada. Üretim yapan bu değerli çiftçilerimizi, milletin efendisi köylülerimizin sesine kulak vermemiz lazım. Onlara üretimde tutmamız için de ne gerekiyorsa yapmamız lazım. İnşallah hep birlikte bu sıkıntıyı da aşacağız. Kurt kışı geçirir ama çektiği ayazı unutmazmış. İnşallah bu ayazı unutmayacaklar. Sandık geldiğinde de gereken cevabı verecekler.”