Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Güler, diş hassasiyetinin rutin yeme içme düzeninde ani sızlama olarak tanımlanabildiğini ifade etti.
Diş hassasiyetinin genellikle diş yüzeylerinde aşınma sonucu oluştuğunu belirten Güler, "Kişide broksinim diş gıcırdatması varsa bu dişlerin üst yüzeylerinin aşınmasına ve dişin iç kısmında dentin dediğimiz hassasiyetin ortaya çıkmasına neden olur. Dentin boşluklu bir yapıdadır bu boşluklardan soğuğu sıcağı algılayıp dişin iç kısmı canlı kısmına uyarı gitmesine sebep olur. Başka bir neden ise dişin sert fırçalanması sonucu diş eti çekilmesi olur. Bunun sonucunda kök yüzey ortaya çıkar, kök yüzeyde pürüzlüdür ve hassasiyet hissedilmesine sebep olur." açıklamasında bulundu.
Diş hassasiyetinin çocuklarda çok rastlanan bir durum olmadığını aktaran Güler, "Özellikle stresli dönemlerde diş gıcırdatan insanlar diş yüzeylerinin aşınmasına sebep olur hassasiyet artar. Yapılan diş eti tedavileri detertraj gibi tedaviler de diş hassasiyetini artabilir." ifadelerini kullandı.
Güler, şunları kaydetti:
"Diş hassasiyetine sebep olan bölgelerin kapanmasına yarayan maddeler diş yüzeyine uygulanarak ve o boşluklar kapatılarak tedavi yapılır. Diş hassasiyeti tedavisi oldukça basittir. Ancak diş gıcırdatması, sert fırçalaması devam ediyorsa bu tedaviler anlık olarak işe yarar fakat kısa bir süre içerisinde tekrardan diş hassasiyeti oluşur. Diş hassasiyetinin, sadece ağız bakımının ihmal edilmesiyle ilgili değil. Diş eti enfeksiyonu varsa diş eti çekilmesine sebep olur. Bu da hassasiyetin artmasına neden olabilir. Dönemsel hassasiyetler varsa flor içerikli diş macunları da hassasiyetin giderilmesini sağlayabilir."