Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Şehmus Özmen, dünyada her 10 erişkinden, Türkiye'de ise her 7 erişkinden birinin kronik böbrek hastası olduğunu aktararak, böbrek yetmezliğinin 20 yıl sonra ölüm nedenlerinde beşinci sıraya yükseleceğini kaydetti.
Türkiye'de 2023 yılı itibarıyla 63 bin diyaliz hastasının tedavi gördüğünü belirten Özmen, "Tüm dünyada yaklaşık 850 milyon kişi böbrek hastası. Böbrek hastalıklarının birey ve toplum sağlığı için oluşturdukları bu yük yıllar içinde logaritmik olarak artıyor. Dünyada en önemli ölüm nedenleri arasında yedinci sırada yer alan böbrek hastalıklarının 20 yıl sonra beşinci sıraya yükseleceği öngörülüyor. Hipertansiyon hastalarının yüzde 40’ı diyabet hastalarının ise yüzde 60’ı hastalığının farkında ancak yeterince tedavi edilemiyor. Kronik böbrek hastalığının farkında olma oranı farklı ülkelerde yüzde 7 ila 20 arasında olduğu belirtiliyor" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Özmen, Dünya Böbrek Günü kapsamında şu açıklamalarda bulundu:
"Dünya Böbrek Günü’ndeki amacımız böbrek sağlığı ve hastalıkları hakkında bir farkındalık yaratmak. Böbrek hastalıkları ortaya çıkması önlenebilir, ilerlemesi ve sonuçları engellenebilir bir hastalık. Maalesef herkes için ideal böbrek bakımını sağlamanın çok uzağındayız. Dünyada bulaşıcı olmayan hastalıklar için ulusal sağlık planlarının ancak yarısında Kronik böbrek hastalığı yer almakta. Sistemsel sorunlar optimal böbrek bakımına engel oluyor. Diyabet, hipertansiyon ve obezite gibi kronik böbrek hastalığı risk faktörleri hakkında farkındalığın artırılması, sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirme, sağlık okuryazarlığının arttırılması başarılı olmamızı sağlar. Son yıllarda böbrek hastalıklarını oluşumunu engelleyen, yavaşlatan, böbreğe bağlı kardiyovasküler ve diğer komplikasyonları azaltan çok sayıda tedavi geliştirilmesine rağmen bu ilaçların hastalara yeterince sağlanamadığını görmekteyiz."
Özmen, elektronik hap kutuları, sensörler, elektronik ilaç yönetim sistemleri, teletıp uygulamaları, akıllı telefon uygulamaları, elektronik sağlık kayıtları gibi dijital yöntemlerin daha fazla kullanılmasının ve sağlık hizmetine entegre edilmesinin de mücadelelerine katkı sağlayacağını belirtti.