ALKAYA’DAN VALİYE BAYRAMLAŞMA SİTEMİ
İYİ Parti Tekirdağ İl Başkanı Sertaç Alkaya Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım’ı bayramlaşma programına çağrılmamalarından dolayı sert dille eleştirdi.
SİYASİLERE SON KEZ SESLENDİ
Devrim Gazetesi’ne konuşan İYİ Parti Tekirdağ İl Başkanı Sertaç Alkaya, “Sonuç her zamanki gibi çağrımıza bir cevap gelmedi. Çağrımız duyuldu ama sanırım ilk seçimde o çağrıya en güzel cevabı vatandaşımız verecek. Ben burada kötü bir şey söylemedim. Tekirdağ'da yedi tane milletvekili var. Kendi milletvekilim de dahil olmak üzere ki doğal olaraktan teklifi çağrıyı yapan biz olduğumuz için benim milletvekilim doğal olaraktan bu çağrıyı icabet ediyor. Ben şunu söylemiştim. Bakın, özellikle Çorlu, Çerkezköy, Kapaklı ve Ergene bölgesinde ciddi bir kanser sıkıntısı var. Hava kirliliği had safhada. Ben demiştim ki buyurun gelin hep birlikte yapalım. Hep birlikte arabalarımızdan inip alanı dolaşalım. Buradaki hava kirliliğini hep birlikte bakalım. Yani iki kutuplu siyasetin bir noktasında da işte yatıp Ergene Deresi, kalkıp Ergene Deresi siyaseti yapmayalım. Ergene Deresi'nden de daha da önemli pozisyona giren artık hava kirliliğimiz başladı bizim. Yeraltı sularımız yok olmaya başladı. Şimdi bunların çağrısını yaptığım zaman doğal olaraktan çağrımız belki cılızdı o zamanlar. Sesimiz belki cılız çıkıyordu. Son çağrıyı yapıyorum. Bir çözüm bulalım. Bakın yüz yılda bir gelecek imkanları var. Bunu söylemeye başladılar. Yani bütün siyaset arenasındaki arkadaşların bunu söylemeye başladı. Kurumlarda söyleme belediye başkanlarımız da dahil söylemeye başladı. Yüz yılda bir gelecek şansımız var Tekirdağ'da demiştim ben. Türkiye'nin devletimizin ikinci adamı Tekirdağlı Sayın Şentop Hocamız. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci adamı Sayın Öztrak Tekirdağlı demiştim. Partilerindeki kendi gruplarının, Türkiye Büyük Millet Meclisi katip üyesi. Tekirdağlı demiştim. kendi partilerinde önemli görevlerde olan kişiler Tekirdağ'da devleti idare eden, muhalefeti idare edenler, Tekirdağ için daha ne yapması gerekiyor? Size böyle bir imkan vermiş. Siz sadece bunları çözeceksiniz artık. Gidip orada hamasi siyaseti yapmanın anlamı yok. Ben bu çağrıyı yapmıştım. Tekrar söylüyorum ve son çağrıdır bu. Bundan sonra zaten yapılacak seçimde gereken cevabı vatandaşımız verecek. Düşüncelerle yaklaştığını görmüyorum artık sahadaki insanların” dedi.
AKŞENER TEKİRDAĞLI ÇİFTÇİYİ KÜRSÜDE KONUŞTURDU
Alkaya, “Türk siyasetini belki de ilk kez bir şey. Yıllarca mecliste bizim bakanlarımız oldu. Milletvekillerimiz oldu. Tekirdağ'ın gidip böyle yetmiş milyonun karşısında sorunlarını birebir hiçbir aracı birisini bulmadan yani genel başkanımız dahil oradaki sorunu o Nedim abimiz kendisi anlattı kendi sorununu. Çiftçinin sorununu kendisi anlattı. Şu ana kadar hiç kimsenin yapmadığı bir şey. Meclisin kürsüsüne, meclisin sahibi gitti. Biz burada alanda dolaşırken o hikayeyi geçmeden önce alanda dolaşırken insanlara diyorduk ki vatandaşımıza diyorduk ki sorunlarınızı bize anlatın. Biz buna iletiriz. Sayın genel başkanımıza ileteceğiz. O da meclisin kürsüsünde bunları anlatacak. Yeri geldi mi sizlerden birilerini çıkarabilirim. Dediğimizde insanlar siyaseten böyle bir şeye alışık olmadıkları için bazıları böyle yarım ağızda gülüyorlardı. Bazıları bize inanmadılar. Çünkü siyasetçiler inanırlığını kaybetti. Neden? Seçimden seçime dolaştıkları için inanırlığını kaybetti. Hamaset siyasetiyle inanırlığını kaybetti. Böyle birileri çıkıp gözlerinden ekonomi ışıltısı parlatan insanların söylemleri siyasetçiye olan inancı kaybetti. Biz çıktık, inanç yaşamadık. Bakın umutsuzluğa kapılmayın, biz varız. Biz iyiler geliyoruz, az kaldı dedik. Onlar da durumlarını anlattı. Ben mesela Çorlu'da gezerken çok hassas bir şeyle karşılaştım. Çok önemli bir şeydi bu. esnafa böyle durumunu anlattığımızda ya benim elimde sihirli değnek yok. Şu anda senin ekonomini düzeltemem ama derdini dinlemeye geldim dediğimde hanımefendi bir de. Anlattı, anlattı, anlattı durumunu. Ben çıkarken teşekkür ederim dedim. Ben bunu genel başkana ileteceğim ama dedim elimde sihirli değneğim olmadığı için bir şey yapamam dediğimde hiçbir şey yapma dedim. Ben senden sonra şimdi bir kahve sökeceğim. Keyifle kahve içeceğim. Daha sonra da bu akşam ilk kez rahat yatacağım. Neden abla dedim bunu düşündün dedim. Neden böyle bir şey söyledin dedim. Ilk kez bir siyasetçi içinimi döktüm dedi. Dinleyen buldum dedin. Biz dinlemekten uzaklaştık. Yani Tekirdağlı milletvekillerimiz, Tekirdağlı siyasetçiler insanları dinlemiyor. Hallederiz. Hallederiz yok. Sorunun merkezinde dinleyeceksiniz. Biz dinlettik, anlattık. Baktık olmadı, meclise götürdük. kişiyi siz mi buldunuz? Kişi kendisi buldu. Şöyle tarım politikalarıyla ilgili bir sıkıntılar vardı. Süt fiyatları, hayvancılıkla ilgili üreticilerin bir sıkıntıları vardı. beyefendiye ulaşılıyor. Ulaşılıyor. Beyefendi daha önceden bir talepte bulunulmuş bu şekilde. Beyefendiye ulaşıyor. Ben o beyefendi İYİ Parti üyesi değil. O partinin o beyefendinin İYİ Parti'yle hiçbir alakası yok. Hatta belki üyeliği devam edip etmediğini bilmiyorum ama AK Parti üyesi. Evet. Kendisini söyleme. Kendisini söyle. sorununu anlatıyor. Durumunu anlatıyor. Sonra beyefendiye dönüş yapıyor. bizim genel merkez seviyesinde tanı politikalarıyla ilgili o kadar heyecanlanıyor ki Ne diyeyim abi? Unutacak kimin aradığını. Doğru. Sonra bana ulaşılıyor bir şekilde. Ben kendisiyle irtibat kuruyorum. Hadi diyorum sabahı alıyorum. Köyüne gidiyorum. Gözsüz Köyü'ne, Malkara'nın, Gözsüz Köyü'ne gidiyorum. Nedim abiyi alıyorum. O günkü günlük kıyafetiyle bile günlük kıyafetini alıyorum. Hemen meclisin kürsüsüne çıkart. Sayın genel başkanımız, ondan önce genel başkanımız görmüş ve herhangi bir şey yok. Hiç kimsenin. Direkt kürsüye çıktı” dedi.
VALİYE BAYRAM ELEŞTİRİSİ
Alkaya, “Siyaset ayrı bir kenara koyarım. Sahada mecrada yanlış gördüklerimi ifade ederim ama temsiliyet noktasında olan insanları Tekirdağ kimliğimle de gurur duymam gereken yerlerde de gurur duyuyorum. Ben Meclis Başkanı'ndan gurur duyuyorum. Tekirdağlı olmasından gurur duyuyorum. Mustafa Şentop Hoca'dan gurur duyuyorum. Faik Öztrak Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci adamı. Gurur duyuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin katip üyesi olmasından dolayı Enes Kaplan'la gurur duyuyorum. Fakat bürokrasiyi veya bunların temsiliyetinde olan insanlara ne oluyor da benim bu gurur duyma işimi arasına ket vuruyorlar. Az önce bayramlaşmadan bahsettik. Bayramlaşma eskiden bürokrasiyle halkın bir arada TL yapılıyordu. Evet. vekilleriyle, valisiyle, garnizonuyla artık makamda kimleri varsa siyasilerle içe iç içe iç içe olduğu bir alandı. Ne oldu, ne değişti bilmiyorum ama Sayın Mustafa Şentop'la vatandaşın arasına bir köprü attılar. Bunu yapan yani vatandaşın sorunlarının Mustafa Şentop'a ulaşması hususunda AK Parti siyaseti zaten bir hata yapıyor. Teşkilatları bir hata yapıyor. Onu hiç kenara koyuyorum ama bürokrasiye ne oldu da Mustafa Şentop'un vatandaştır. Beyefendi her bayramda Tekirdağlı'da ailesiyle. Bakın çok önemli bir şey, çok önemli bir durumda işini gücünü bırakıyor Aslında Ankara'da da olabilirdi. Ama geliyor, memleketine geliyor, bayramlaşmak istiyor. Bizim haberimiz yok. Davet edilmiyoruz bayram için. Vatandaş davet edilmiyor. AK Parti'nin açmış olduğu iki tane çay bahçesinde masa kuruluyor. Masanın çevresinde tamamen devlet erkanı dediğimiz işte daire başkanları Vali e vatandaş nerede? Yok. Vatandaş olarak AK Parti yönetiminden dört beş kişiyi getiriyorlar, bayramlaşmaya. Bakın hadi geçen sene koviddi. Ha onu mu diyecektim acaba? Fakat ondan önceki senelerde bayramlaşma yok. Neden? Eskiden bir koruma çemberi vardı. Bakın siyasi rekabetimizi, siyasi eleştirilerimizi safhada tutmak kaydıyla Sayın Mustafa Şentop Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı. Ve Tekirdağlı. Onu görmek isteyen Tekirdağlı hemşehrileri var. Onlar iş istemiyor, torpil istemiyor, herhangi bir şey istemiyor. Sadece gururunu kendisiyle bir tokalaşarak bayramlaşmak mı istiyor? Valiye ne oluyor da bu bayramlaşmayı engelliyor? Veya bürokrasiye ne oluyor da bu bayramlaşmayı engelliyor? Kraldan çok kralcı olmaya gerek yok. Bakın makam mevkiler gider. Sayın Tekirdağ valisi veya kurum başkanları bugün yarın görev süreleri bittikten sonra gidecekler. Gece kararnamesiyle gidecekler. Yani onların yirmi dört saat affına böyle bir şey var. Affını sana istirham ediyorum. Ya akıl istirham etme olayları söz konusu. Ama devlet erkanında da var. Bugün bir yerde okumuştum. Recep Tayyip Erdoğan'ın tırnak içerisinde Sayın Cumhurbaşkanı memuru olduğunu söyleyen bir bürokrat var. Bürokrat, devletin adamıdır. Kişilerin adamı değildir. Işte ben buradan buna sesleniyorum. Tekrar da söylüyorum. Önümüzde Kurban Bayramı var göreceğiz. Yani eskiden Tekirdağ dediğimiz bürokrasi, Tekirdağ merkezi olduğu için Süleymanpaşa merkezi olduğu için dediğimiz bir yerde devlet erkanı sıra alınır. Vatandaş teker teker bayramlaşır. Orada herkes çoluğunu çocuğunu, yaşlısı, ihtiyarı güzel bir bayramlaşır. Çünkü televizyonda gördü. Belki bir daha göremeyeceği Kişilerle bayramlaşırlar. Çok üst bir mevkide bir bakın bırakın bizleri bırakın vatandaş da dahil bayramlaşmayalım. Bize iki bayramda davet gelmeli. İl başkanlığı olarak iki bayramdır davet gelmiyorum. Milletvekili seviyesinde sayın vekilimize gelmiş sanırım. Sayın vekilimiz de benim teşkilatın davet edilmediği yere ben de gelmem diyerekten katılmadım. Geçen bayramı. Şimdi yapılan bayram değil. Geçen bayram Ramazan Bayramı geçen sene Kurban Bayramı'nda da zaten bir çay bahçesinde Süleymanpaşa Belediyesi'nin açmış olduğu bir çay bahçesinde bayramlaşma yapıldı. Yani oraya ya bu önem ya bayramlar siyasetin olmadığı bir şeydir. Insanlar ya. Yani bunu çamur olursa kış dertleri olduğu zaman işte Tekirdağ'ın da polis evinde yaparlardı. Yaz geldiği zaman valilik önündeki o tuğlalı parkta şimdi yıkıldı. Daha da geniş alan var. Aslında yapılabilir. Böyle bir imkanlar var. Yapılmıyor, edilmiyor. Garip garip bir şekilde ama sorduğumda bu bayramlaşmayı valilik yaptığımı söyledikleri için eleştirimi valiliğe yapıyorum. Sonuçta şahsi bir husumetim tarzında bir şey olmaz. Devletimizin temsilcisi. Büyük mülki amirdir kendisi burada. Ama burada bayramlaşma programına hocamızın bayramlaşma programını yapan kişi valilik dedikleri için ben eleştirimi oraya yapıyorum. Ha bilinçli yapılıyorsa ayrı bir dert. Ayrı bir sorun. Anladım. Ha şu olay var. İşte buradan buna getiriyorum. siyasiler böyle vatandaş da kendi arasına bürokrasi, başka şeyleri koyduğu sürece de vatandaş siyasilere güvenmez. Siyasileri bakın seçimlere gitme oranı azaldı bu Türkiye'de. Daha da kaygılar arttı. Ama şu anda ben şunu gördüm. Alanda göz sesimizi duyurduğumuz bir merci var. Bir İYİ Parti var. biz buna derdimizi anlattığımız zaman dert iletiliyor diyerekten insanlar bize gelmeye başladılar. Yani siyasetçi, siyasetini düzgün yapacak, liyakatli siyasiler oluşacak artık. Yani vatandaşın evet. işte falanca kişinin torpiliyle il başkanı olmayacak, filanca kişinin atamasıyla ilçe başkanı olmayacak. Vatandaş belirleyecek. Siyasi partiler kanununun, dernekler masası, hepsi komple az kaldı” dedi.