Kariyerlerini bırakıp Ganos'a yerleştiler

Kariyerlerini bırakıp Ganos'a yerleştiler
Koronavirüs salgını nedeniyle İstanbul’daki iş yerlerini kapatan Nilüfer- Muzaffer Ayvacıklı çifti, 12 yaşındaki çocuklarıyla Tekirdağ’da Ganos Dağı eteklerine kurdukları mobil evde yaşamaya başladı. Şehirden uzakta...

Koronavirüs salgını nedeniyle İstanbul’daki iş yerlerini kapatan Nilüfer- Muzaffer Ayvacıklı çifti, 12 yaşındaki çocuklarıyla Tekirdağ’da Ganos Dağı eteklerine kurdukları mobil evde yaşamaya başladı. Şehirden uzakta yaşayan çift, suyu doğadan, elektriği güneş panellerinden, yemek ihtiyaçlarını ise tarım ile karşılıyor.

İstanbul Eminönü’nde düğün ve eğlence sektörüne yönelik iş yerini kapatan Nilüfer Ayvacıklı ile inşaat sektöründe faaliyet gösteren eşi Muzaffer Ayvacıklı, koronavirüs salgını nedeniyle şehirden uzaklaşıp, Tekirdağ’ın Uçmakdere bölgesindeki Ganos Dağı eteklerine yerleşti. Burada römork üzerine inşa edilen mobil evde yaşamaya başlayan ve içini tamamen kendileri dekore eden çift, kent hayatından izole yaşam kurdu. Su kaynağı bulan, elektrik ihtiyacını ise güneş panelleri ile karşılayan çift, tarım yaparak da yiyeceklerini sağlıyor.

‘İSTANBUL İLE HİÇBİR BAĞIMIZ KALMADI’ 

Pandeminin başlamasıyla ilk 6 ay İstanbul’da yaşamak için çok direndiklerini söyleyen Nilüfer Ayvacıklı, sürecin devam etmesi ile sadece hafta sonları geldikleri dağ evine yerleşme kararı aldıklarını belirtti. Ayvacıklı, “İşimizi kapattıktan 1 ay sonra evimizi kapattık. Dolayısıyla İstanbul’la hiçbir bağımız kalmadı, 1,5 senedir burada devam ediyoruz. Bu yapıyı ilk yaptığımızda suyumuz yoktu ve doğadan bulmak gerekiyordu. Köyden bidonlarla su taşıyorduk sonrasında eşim ve oğlum birlikte doğada yürüyerek bize bir kaynak buldular. O kaynaktan su getirdiler ve çok ciddi bir sorunumuzu hallettik” dedi.

‘SIKILMAYA VAKTİMİZ OLMUYOR’ 

Elektrik problemini güneş panelleri ve jeneratör ile çözdüklerini söyleyen Nilüfer Ayvacıklı, emeklilik döneminde yapmak istediklerini pandemi sürecinde gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Ayvacıklı, “Pandemide şehirde olsaydık muhtemelen çok sıkıntılı vakitler geçirirdik ama burada çok keyifli vakit geçirdik. Tabi doğada yaşamanın zorlukları var. Kışın soba ile ısınıyoruz. Yazın ise klimaya ihtiyaç duyulmuyor çünkü çok esen bir bölge ve sürekli aktivite olan bir bölge. Bölgede yamaç paraşütü var.  ATV ile safari, dağcılık, dalış var. Sıkılmaya bir vaktimiz yok çünkü hafta sonları burası gayet yoğun oluyor” diye konuştu.

Oğulları Ali Ateş’in ise doğa sporları yönünde kendisini geliştirdiğini aktaran Nilüfer Ayvacıklı, yamaç paraşütünde tek başına uçuş yapabildiğini ve Türkiye’nin en küçük pilotlarından olduğunu söyledi. Oğullarının eğitimi konusunda da zorlanılmadığını, şehir merkezine araç ile rahatça ulaşım sağlanabildiğini anlatan Ayvacıklı, market ve pazar ihtiyaçları için 28 kilometre uzaklıktaki şehre gitmek yerine küçük çaplı tarımla ilgilenmeye başladıklarını kaydetti.