Meclis kürsüsünden adalet isyanı
CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, 10. duruşması dün yapılan Çorlu tren katliamı davasıyla ilgili “Katliamda yaralananların ve yakınlarını kaybedenlerin büyük acısına tam bin 418 gündür adaletsizliği de eklediler. Bu insanların haykırdıkları tek bir şey var ‘adalet’, ‘adalet nerede’ diye soruyorlar… Bugün faciada sorumlular değil, ‘adalet’ diyenler yargılanıyor” dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, 8 Temmuz 2018 yılında Tekirdağ Çorlu’da 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği 318 kişinin yaralandığı Çorlu tren katliamını TBMM gündemine taşıdı. TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alan Yüceer, şöyle konuştu:
BU İNSANLARIN HAYKIRDIKLARI TEK BİR ŞEY VAR ADALET: ‘Mavi gökyüzü ölüyor mu? Mavi deniz ölüyor mu? Benim Mavi'm nasıl öldürüldü?’ diye soruyor Mavi Nur'un annesi. ‘Yüreğimde büyüttüğüm canım oğlum’ diyerek doğum gününü kutluyor Oğuz Arda'nın annesi. ‘Ben evladımı okula götürdüğüm yollarda adalet aramak zorunda mıyım? Adaletin bizi bulması gerekiyor’ diyor Bihter'in annesi. 7 aylık Beren'i, 4 yaşındaki Ömer'i, 7 yaşındaki Mavi Nur'u, 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'i, 12 yaşındaki Gülce'yi hayattan koparanlar, 14 yaşındaki Bihter'in, 16 yaşındaki Sena'nın gencecik gülüşlerini çalanlar bugün hâlâ korunuyorlar. Katliamda yaralananların ve yakınlarını kaybedenlerin büyük acısına tam bin 418 gündür adaletsizliği de eklediler. Bu insanların haykırdıkları tek bir şey var ‘adalet’, ‘adalet nerede?’ diye soruyorlar.
TÜRKİYE’DE ADALET SİSTEMİ ÇÖKMÜŞTÜR: Çorlu tren katliamı davası Türkiye'de adaletin işleyişi bakımından tam bir turnusol kâğıdı olmuştur ve dünkü duruşma bize göstermiştir ki maalesef, Türkiye'de adalet sistemi çökmüştür. Yargı siyasetin, yürütmenin ağır vesayeti altında görevini yapamaz hâle gelmiştir. Dört yıldır kaplumbağa hızında ilerleyen, daha doğrusu, ilerlemeyen, alt birimdeki 4 kişinin tutuksuz yargılandığı, iddianamesi hâlâ düzenlenmeyen, tek bir siyasinin sorumluluk üstlenmediği, tek bir Demiryolları üst düzey yöneticisinin yargılanmadığı davanın dünkü 10'uncu duruşmasında da erteleme kararı çıktı ve maalesef, aileler bir kez daha adaletsizliğe mahkûm edildiler.
ADALET ARAYIŞI SONUÇSUZ KALDI: Hizmet ömrünü tamamlamış, istinat duvarı olmayan, dolgu malzemeleri standartlara uygun olmayan menfezin ve demir yolları altyapısının teknik gereklere uygun olarak yapılmadığı, gerekli sayıda yol ve geçit memurunun olmadığı, yol bekçiliğinin kaldırıldığı, yol bakımının, onarımın, yapım işlerinin ehli olmayanlara verildiği ve denetlenmediği, yandaşlığın, ehliyetin, liyakatin, tecrübenin önüne geçtiği ve maalesef memur olma şartlarına haiz olmayanların müdür olarak atandığı ve daha altyapısı, sinyalizasyon sistemi hazır değilken siyasi şov uğruna, seçim uğruna bu hatların açılması... Bunların, bu ihmallerin göz göre göre geldiği, bilirkişi raporlarıyla, uzman raporlarıyla ortaya konulmuşken ve hâlen var olan menfezlerin her an yeni faciaya sebep olma ihtimaline dikkat çekiliyorken, bu kadar her şeyin ayan beyan ortada olduğu bir davada bile ailelerin adalet mücadelesi ve arayışı sonuçsuz kaldı.
SORUMLULAR DEĞİL ‘ADALET’ DİYENLER YARGILANIYOR: Bitmedi, bu davada, bu faciaya sorumlu olanları korumak uğruna hukukun katledilmesi yetmezmiş gibi, kaybettiklerinin acısıyla yürekleri sızlayan ailelerin, davanın avukatlarının, ihmalleri ortaya çıkaran mühendislerin, davayı takip eden gazetecilerin, milletvekillerinin adalet arayışına yargı sopasıyla gözdağı verilmek isteniyor. Bugün faciada sorumlular değil, ‘adalet’ diyenler yargılanıyor.
SELAM OLSUN CAN ATALAY’A: Soma'dan Hendek'e, Hendek'ten Aladağ'a, Aladağ'dan Çorlu'ya kadar tüm mağdurların avukatı olan Can Atalay bugün tutuklu. Selam olsun buradan Can Atalay'a ve hak için mücadele ederken haksız hukuksuz, suçsuz bir şekilde esir alınan dostlara, mücadeleci arkadaşlara. Davayı en başından beri takip ediyor Can Atalay ve SEGBİS üzerinden de davaya katılmak istedi ama bu talep bile reddedildi.
BU ADALET ÇIĞLIĞI HEPİMİZİN: Yaşananlar tam bir vicdansızlık, tam bir hukuksuzluk. Neden böyle yapılıyor, biliyor musunuz? Dava süreci uzatılıp acılar küllensin isteniyor, unutulsun isteniyor; hesap soran aileler yargı sopasıyla sindirilmek isteniyor ama biz buna izin vermeyeceğiz. Bu adalet çığlığı hepimizin ve her türlü baskı ve hukuk garabetine rağmen adaleti aramaktan, hukuku savunmaktan ve gerçek suçlular cezalandırılıncaya kadar adaleti tesis etme çabamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Çorlu için adalet, Türkiye için adalet demeye devam edeceğiz. Bu çocukların ömürlerini çalanların, insanlarımızı hayattan koparanların yaptıkları yanına kâr kalmayacak, er ya da geç hesap sorulacak. Bu düzeni, bu adaletsiz düzeni hep beraber değiştireceğiz.”