Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki Uçak Kazasına İlişkin Yeni Gelişme
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, 177 yolcu ve 6 kişilik mürettebatın bulunduğu İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayollarına ait yolcu uçağının 5 Şubat 2020'de pistten çıkması sonucu 3 kişinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin yürütülen soruşturma devam ediyor.
Soruşturma kapsamında, sanıkların kusur durumunun belirlenmesi için yeniden istenen bilirkişi raporu tamamlandı. 9 kişilik bilirkişi heyetinin yazdığı 140 sayfalık rapor, soruşturma dosyasına gönderildi.
Raporda, Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ (HEAŞ) yönünden yapılan değerlendirme kapsamında, 06 pistinin sonunda pist sonu emniyet alanı (RESA) bulunması durumunda, kazanın uçağın iniş takımları ve lastiklerinde oluşabilecek küçük hasarlarla atlatılabileceği belirtildi.
RESA'nın olmamasının önemli bir eksiklik olarak değerlendirildiği raporda, HEAŞ tarafından bu uçağın güvenli bir şekilde inmesiyle ilgili gerekli güvenlik şartlarının sağlanmadığı, pist dışına çıkılan kazanın etkisini azaltabilecek tedbirlerin zamanında ve gereği gibi alınmadığı kaydedildi.
Raporda, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından gerçekleştirilen denetlemelerde, kazanın oluşmasının asıl nedeni olan RESA ve acil durum erişim yollarının bulunmaması konusunda daha önceden tespit yapılmasına rağmen bunların düzeltilmediği aktarıldı.
Pilotların, uçak havadayken istikrarlı yaklaşma şartları sağlanmamasına rağmen inişe devam ettiklerine işaret edilen raporda, gözetimde olan pilot F.P'nin pisti pas geçmek için pilot M.A'yı ikaz etmediği ve "dengesiz dolaşmak" çağrısı yapmadığı anlatıldı.
Raporda, emniyetli bir iniş gerçekleştirilmesine ve iniş sonrasında gerekli prosedürlerin uygulanmasına karşın M.A. tarafından hatalı olarak speed brakelerin (fren sistemi) pist içinde kapatıldığı ve manuel frenlemeye geç başlandığı, F.P'nin bu hatalı uygulamayı gözlemleyerek otomatik fren ikazını yapmadığı kaydedildi.
Raporda ayrıca, Pegasus Havayolları yönünden yapılan değerlendirme kapsamında, uçağın uygunluğu, bakımları, pilotların lisans ve deneyimi, yorgunluğu gibi hususlarda eksiklik bulunmadığı vurgulandı.
- Hava trafik kontrollerinin kazada kusuru yok
Hava trafik kontrolörlerinin kazanın meydana gelmesine etki eden bir kusurlarının olmadığı ifade edilen raporda, kule operatörünün ve kaza esnasında görevli MTO (uçuşla ilgili hava durumu raporlarını hazırlayanlar) görevlilerinin "pistin değiştirilmesi veya uçuş operasyonunun bir süreliğine durdurulması hususunda aksiyon almakta" geç kaldıkları değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, ayrıca uçak teknik probleminin bulunmadığı ve kaza sonrası teknik incelemelerde uçağın uçuşa elverişli olduğunun kesin olarak teyit edildiği de ifade edildi.
Bilirkişi raporunda yer alan teknik tespit ve değerlendirmeler sonucunda, 9 bilirkişiden 6'sı HEAŞ havalimanı otoritesinin olayın meydana gelmesinde ve kazanın etkisinin artmasında birinci derecede etkili olduğunu, dolayısıyla "asli kusurlu" bulunduğunu belirtti.
Raporda, 5 bilirkişi de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünü "asli kusurlu" bulduğu, buna karşın atfedilen kusurun hangi suça ilişkin olduğunun savcılık veya mahkemece değerlendirilmesi gerektiği kanaatini bildirdi. Ayrıca heyet üyesi bir bilirkişi ise SHGM'nin tali kusurlu olduğunu değerlendirdi.
Raporda, pilotlar M.A. ve F.P. ise tali kusurlu olarak değerlendirilirken, Pegasus firmasının kusurunun olmadığı kaydedildi. Raporda, hava trafik kontrolörlerinin, uçak üreticisi veya teknik bakım ekiplerinin de kazanın meydana gelmesine etki eden bir kusurlarının olmadığı belirtildi.