Tekirdağ'a Su sağlayan Baraj Alarm Veriyor

Tekirdağ'a Su sağlayan Baraj Alarm Veriyor
Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Naip Barajında, yağışların olmaması nedeniyle su seviyesinde ciddi düşüşler yaşandı.Yağmur ve kar yağışının yaşanmadığı Tekirdağ’da...

Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Naip Barajında, yağışların olmaması nedeniyle su seviyesinde ciddi düşüşler yaşandı.

Yağmur ve kar yağışının yaşanmadığı Tekirdağ’da su problemi gittikçe büyüyor. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinin içme suyu ihtiyacının 4’te birini karşılayan Naip barajında su seviyesinde ciddi düşüş yaşandı. Baraj içerisinde tamamen su altında bulunması gereken ve şehrin içme suyu hattına su pompalayan pompa suların azalması nedeniyle su yüzeyinde kaldı.  Barajın su seviyesini ölçen çok sayıda ölçüm direği de kurumayla beraber açıkta kaldığı gözlendi.  İçme suyunun yüzde 86’sını yeraltı sularından karşılanan Tekirdağ’da barajların yanı sıra yeraltı sularında da tehlikeli azalmaların olduğu bildirildi.

2020’DE %66 OLAN DOLULUK, 2023’DE %28’ GERİLEDİ

Konuyla ilgili açıklamada bulunan TESKİ(Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi) Genel Müdürü Turhan Toprak, “Tekirdağ’ın yağış ortalamasına baktığımızda, geçmiş 32 yıllık elimizde veriler var. Meteoroloji il müdürlümüzden aldığımız. Ortalaması yaklaşık metrekareye 600 kilogram gerçekleşmiş.Son yıllarda ki gerçekleşmelere baktığımızda Özellikle 2022 yılının ortalaması metrekareye 350 kilogram. Dolayısıyla yağışlarda yüzde 50 azalma olduğunu görüyoruz. Yine Ocak ayı ortalamalarında Tekirdağ’da uzun yıllar ortalaması yüzde 58 iken,Ocak ayı ortalaması özellikle son iki yılda ise metrekareye 23 ve 24 kilogram olarak gerçekleştiğini görmekteyiz. Bu da son yıllarda önemli bir kuraklık ile karşı karşıya olduğumuz göstermektedir. İlimizde bulunan Naip Barajı sadece Tekirdağ merkez Süleymanpaşa ilçemizin merkez mahallelerinin 4’te birlik su ihtiyacını karşılamaktadır. 2022 yılı sonu itibarı ile baktığımızda normalde 2020 yılından bugüne kadar geldiğimizde 2020 yılında barajın doluluk oranı %66’larda iken, 2022 yılında da %40’lar civarındayken, 2023 yılına girdiğimiz ocak ayında barajın doluluk oranı %28’lere kadar gerilemiş durumda.  Dolayısıyla şu an barajda Tekirdağ Süleymanpaşa Merkez’inin 1/4’lik su ihtiyacının bir yıllık su ihtiyacı yaklaşık olarak 6,5 milyon metreküplük bir su kaldığını görmekteyiz. Bu şekilde gittiğinde önümüzdeki süreçte yüzeysel sularla Süleymanpaşa’ya destek verme imkanımız kalmayacağı gözükmekte ve direkt yeraltı sularıyla su verme gayreti içinde olacağız. Bu da bizim için önemli bir maliyet. Yeraltı sularının da azalmasıyla önemli bir risk olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda iklim değişikliğinin önüne geçmek adına ülkesel ve dünya genelinde önemli atılımlar yapmak gerekir. Yine vatandaşlarımızın bu bilinçle su tasarrufu konusunda önemli çaba sarf etmesi gerekir.” dedi.

TRAKYA BÖLGESİ SU KITLIĞINA DOĞRU GİTMEKTEDİR

Toprak açıklamasının devamında, “Genel anlamda yağışların olmaması, kuraklık olması nedeniyle ülkemiz genelinde mutlaka birçok ilde su sorunu vardır. İçme suyu ile ilgili ilimizin içme suyunun yüzde 86 oranında yeraltı sularından karşılanması nedeniyle barajlardaki azalma bizi çok önemli ölçüde etkilemeyebilir. Ancak son aldığımız veriler çerçevesinde Trakya Bölgesinde özellikle sanayinin de sürekli artış göstermesi ve sanayiye bağlı olarak nüfusun yıllık olarak özellikle Çorlu, Çerkezköy ve Kapaklı bölgelerinde yüzde 5’in üzerinde artması ile beraber bu bölgelerdeki yeraltı su rezervlerimiz de önemli ölçüde azalmış durumda. Su seviyesi tehlikeli bölgenin altına düşmüş durumda.Bu konuda da DSİ gerekli önlemleri alıp bu bölgeleri Çerkezköy, Kapaklı, Çorlu, Kırklareli’ye doğru geçtiğimizde Vize ve Lüleburgaz bölgelerini kapalı alan ilan etmiş durumda. Dolayısıyla buralarda bize yer altı su kuyusu açılması ile ilgili izinler verilmeme noktasında.  Trakya Bölgesi artık su konusunda su kıtlığına doğru gitmeye başlamıştır. Hem yüzeysel sular anlamında, hem yeraltı suları anlamında büyük risk vardır. Bunun önüne geçmek için üst düzeyde ülke politikaları düzeyinde kararlar almak gerekir. Sanayinin yönünü değiştirmek gerekir. Nüfusun yönünü değiştirmek gerekir. İklim değişikliği anlamında da artık dünya düzeyinde bir şeyler yapmazsak küresel ısınma ve iklim değişikliği bölgemizi kurak yerler arasına götürüyor” diye konuştu.