TEKİRDAĞLI İŞLETMECİDEN HES KODLU ÖNERİ

TEKİRDAĞLI İŞLETMECİDEN HES KODLU ÖNERİ
SAMET ÜLKER- RESTORAN İŞLETMECİSİBilinmeyen bir muammanın içindeyiz yine 20 Kasım 2020’den bugüne dek…1 Haziran 2020’de kapılarımızı açarken ne kadar da umutluyduk oysaki… Yaklaşık iki aydır restoran/kafeler kapalı!...

SAMET ÜLKER- RESTORAN İŞLETMECİSİ

Bilinmeyen bir muammanın içindeyiz yine 20 Kasım 2020’den bugüne dek…

1 Haziran 2020’de kapılarımızı açarken ne kadar da umutluyduk oysaki… Yaklaşık iki aydır restoran/kafeler kapalı! Her yer açık, herkes işinde gücünde ama restoran ve kafeler kapalı. 20 Kasım’da da söylemiştim tüm restoran ve kafelerin Allah yardımcısı olsun; işimiz zor, bu illeti biz bitireceğiz. Bizi kapatarak bu illet bitecek diye… Ama tam tersi oldu sanırım. Bizlerin kapanması bu illeti bitiremedi ama bu sebepten kapanan restoran ve kafeler bitme noktasına geldi. Soranlara restoran ve kafeler kapanmadı sadece paket servise geçtiler dendi sanki her restoran/kafe’nin paket servis yapabilme kabiliyeti varmış gibi… Herkesin alışık olduğu işin paket servisten ne kadar farklı olduğu bilinmiyormuş gibi…

2 Milyon kayıtlı çalışanı olan, kayıt dışı sayısı belirsiz fazlalıkta, minimum iki kişilik aileleriyle hesaplanırsa basit bir matematikle ülke nüfusunun %10’una tekabül eden; kasabı, manavı, çiftçisiyle pastadaki payı bir hayli artan, hatta ve hatta gideceği restorana/kafeye giderken giyeceği kıyafetini aldığı mağaza, saçını başını çeki düzen verdiği kuaför, hele bir de özel günse eğer bir buket çiçek almak için girdiği çiçekçi, bindiği taksi… Örnekler uzar gider. Kısacası müthiş bir ekosistemin (ekolojik olan değil ekonomik olan) varlığından ve bu sistemin durmasından bahsediyoruz.

Restoran/kafelerde çalışan gençler, Türkiye’nin genç nüfusunun (18-28 yaş) çok büyük bir kısmını oluşturuyorsa, bu genç nüfus bugün evde işsiz oturuyorsa, geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından açıklanan işsizlik rakamlarında bu genç işsizlerin oranını varın siz tahmin edin!

Aynı zamanda bu sektörde çalışanların büyük bir çoğunluğu günlük yaşayan kişilerden oluşuyor. Günlük yevmiye ya da haftalıklarıyla ev geçindiren kaç bin komi/garson, bulaşıkçı, usta, çaycı var, bilen var mı?

Ülke ekonomisinde 2019 yılında 135 milyar TL’lik (sadece kayıt altındakiler) bir hacme sahip olan bu sektör neden günah keçisi ilan edildi? Paket servise kurban edilen binlerce işletme nasıl kaldığı yerden hayatına devam edecek?

Bir takım destekler var ama bunlar yeterli mi? Hayır tabii ki de…

Birinci dalga kapamadaki ötelemelerin ödeme zamanı geldi çattı Kasım ayıyla beraber. Kapalı olan pardon sadece paket servis yapan işletmeler bunu nasıl karşılayacak? Kiralarını neyle ödeyecek?

Deniz burada, dalga şurada hadi yüzün bakalım! Yüzme bilenler karayı görecek, bilmeyenler boğulmaya(batmaya) mahkum!

İşin garibi bu sitemleri kime edeceğimizi de bilmiyoruz. Sektörümüzün sahibi kim? Turizm Bakanlığı mı? Ticaret Bakanlığı mı? Tarım Bakanlığı mı? Yoksa İç İşleri Bakanlığı mı?


Bizlerin yaptığı iş gerçekten çok farklı… Zira; yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor; mutfaklarımızda üretim, salonlarımızda servis ve dağıtım yaparak hizmet ediyoruz. Salonla mutfak arasında da lojistik hizmeti sunuyoruz. Sahiden tekrar soruyorum; bu kadar çok yönlü iş yükü olan bir işletmenin gerçek sahibi kim?

Güvenli Turizm Sertifikasıyla oteller misafir ağırlıyor. Kamu kurum ve kuruluşları HES koduyla işlem yapabiliyor; en trajik olanı da Avm’ler bile HES koduyla müşteri kabul edebiliyor ama restoran ve kafeler kapalı! Yeter artık, cidden yeter! Bu işin kurbanı olmaktan çok sıkıldık, bilin isterim…